Baskasinin
Sorunu sor hemen cevaplansın.
baskasinin teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- başkasının
- someone else's
- başkasının
- somebody elses
- başka
- else
Nobody else got hurt.
-Başka hiç kimse yaralanmadı.
In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
-Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
- başka
- different
Am I that much different from everyone else?
-Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
I would do it in a different way than you did.
-Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- başka
- another
Show me another camera.
-Bana başka bir kamera göster.
It is difficult to translate a poem into another language.
-Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- başka
- other
Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.
-Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
-Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- başkasının işine burnunu sokan
- nosey
- başkasının işine burnunu sokan tip
- nosey parker
- başkasının sözünü tekrarlama
- quote
- başkasının adına yazmak
- ghost
- başkasının acısına gülme
- Roman holiday
- başkasının adına yazmak
- ghostwrite
- başkasının adına çalışan yazar
- ghost writer
- başkasının aleti olan
- cats paw
- başkasının arazisine kurulmak
- squat
- başkasının duygularını anlama
- empathy
- başkasının emrinde olan
- understrapper
- başkasının emrindeki kimse
- underling
- başkasının hakkına tecavüz
- disturbance of the peace
- başkasının hakkına tecavüz etmek
- disturb the peace
- başkasının iyiliğini isteyen kimse
- well-wisher
- başkasının işine burnunu sokan kimse
- busybody
- başkasının işine burnunu sokmak
- pry into smb.'s affairs
- başkasının işine karışmak
- to interlope
- başkasının işine karışıp başına iş açmak
- singe one's wings
- başkasının rolünü ezberlemek
- understudy
- başkasının sorumluluğunda
- in charge
- başkasının sırtından geçinme
- sponging
- başkasının sırtından geçinmek
- batten on smb
- başkasının sırtından geçinmek
- drone
- başkasının sırtından yaşama
- dependance
- başkasının sırtından yaşama
- dependence
- başkasının toprağında otlatma hakkı
- herbage
- başkasının yeri
- stead
- başkasının yerine bakan
- supply
- başkasının yerine koyma
- (Hukuk) substitution">(Hukuk) substitution
- başkasının yerini işgal eden kimse
- squatter
- başkasının üstüne atılabilir
- imputable
- başka
- otherwise
I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
-Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
I tried to convince Tom otherwise.
-Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- başka
- forth
- başka
- other than
The little girl never smiles at anyone other than Emily.
-Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez.
Did anybody other than Jim see her?
-Jim'den başka onu gören biri var mı?
- başka
- beside
I don't have any other hobbies besides football.
-Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
Was there anybody else besides Tom?
-Tom'dan başka orada kimse var mıydı?
- başka
- alternate
- başka
- {s} distinct
- başka
- what else
What else would you like to know?
-Başka ne bilmek istersin?
What else could I have done?
-Başka ne yapabilirdim?
- başka
- saving
- başka
- apart
Apart from his parents, no one knows him very well.
-Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
This apartment is bigger than any other one in the building.
-Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.
- başka
- any more
Unless you have any more questions, I'd like to go now.
-Başka sorunuz yoksa, şimdi gitmek istiyorum.
I won't answer any more questions right now.
-Şimdi başka sorulara cevap vermeyeceğim.
- başka
- but
We had no choice but to leave the matter to him.
-Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
There was nothing but an old chair in the room.
-Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- başka
- (Bilgisayar) more
Tom reads more books than anyone else I know.
-Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur.
Time is more precious than anything else.
-Zaman başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.
- başka
- atypical
- başka
- further
Any further comment is redundant.
-Daha başka yorum lüzumsuzdur.
We need to avoid any further delays.
-Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
- başka
- alternative
We had no alternative but to fight.
-Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu.
They had no alternative but to retreat.
-Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.
- Evin kristaldense başkasının camına taş atma
- (Atasözü) The people who live in glass houses should not throw stone
- başka
- to another
- başka
- any further
- başka
- apart from
Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
-Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
-Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
- başka
- {e} excepting
- başka
- barring
- başka
- other, another, different
- başka
- slang gypsy
- başka
- hetero
- başka
- another; other; different; else
- başka
- save
The President called on everyone to save energy.
-Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.
Nothing but peace can save the world.
-Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.
- başka
- except
I know nothing except that she left last week.
-Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
We had no choice except to put up with it.
-Ona katlanmaktan başka seçimimiz yoktu.
- başka
- except, apart (from), other (than)
- başka
- noneot
- davul onun boynunda, tokmak başkasının elinde
- (Konuşma Dili) He is only a puppet; someone else pulls the strings
İlgili Terimler
baskasinin teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Başka
- (Hukuk) MAADA
- Başka
- özge
- başka
- Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge: "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim."- H. Taner
- başka
- Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- başka
- "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
- başka
- Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
- başka
- Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır
- başka
- Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılır: "Başkalarının otuz liraya yaptığı bir kostümü siz niye seksen liraya yapıyorsunuz?"- R. N. Güntekin. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılır
- başka
- Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan: "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor."- H. E. Adıvar
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.